Boston Dil Okulları

Geçtiğimiz yaz 3 aylığına dil okulu için Amerika'daydım. Hayatımın en unutulmaz deneyimiydi. Çocukluğumdan bu yana hayalim olan Amerika'ya gitmek için gün saymaya yeni yıldan önce başladım. Ailemi ikna edip araştırmalara başladığımda aslında kafam çok karışıktı. Daha önce New York'a giden bir kaç arkadaşım vardı. Filmlerde hep gördüğüm Los Angeles, San Francisco, Miami..

Rüyalarımın ülkesinde seçenek o kadar çoktu ki.. Danışmanımla uzun görüşmeler sonucu aslında benim için en uygun yerin Boston olacağına karar verdik. Dil okulları arasında da Kaplan'ı seçtim. İngilizcemi geliştirmek heycanlı bekleyiş yaklaşık 6 ay sürdü. Sınavlarım bitince dil kursum için yolculuk başladı. Boston'a vardığım cumartesiyi hiç unutmayacağım. Ankara'da yaşayan biri olarak hiç bu kadar gökdeleni bir arada görmemiştim. İlk fark ettiklerimden biri de Boston'da ulaşımın ne kadar rahat ve insanların ne kadar kibar olduğuydu. Havaalanından kalacağım ailenin yanına o kadar kolay ulaştım ki. Eve vardığımda 60larına yakın oldukça şirin bir hanım beni karşıladı birlikte kaldığımız 12 haftada en yakın arkadaşlarımdan biri olacak Margaret'tı.

Ve pazartesi sabahı dil okulumun başlaması. Üniversiteye başlarken bile bu kadar heyecanlanmışmıydım hatırlamıyorum. En büyük endişelerimden biri de okula varınca acaba beni anlayabilecekler miydi? Evet, belki biraz İngilizcem vardı ama konuşmaktan hep çekinmiştim ya yanlış cümle kullanırsam ya kelime aklıma gelmezse diye. Kaplan'ın atmosferinden midir neden bilinmez sanki bir anda sihirli bir güç hissettim ve o güne kadar dikkat ettiğim gramer kalıpları vs.leri hiç dikkat etmeden takılmadan konuşmaya başladım. Tabi ki bunda ilk andan itibaren cesaretlendiren hocalarımın da etkisi oldukça fazla bence. Sınıfımızda 13 kişiydik ve tek Türk bendim. Bu o kadar eğlenceli ki her sabah ders başını iple çekerek okula gittim. Rus, İspanyol, Alman pek çok arkadaşım oldu. Hepsiyle hala internetten sürekli yazışıyoruz.

Biraz Boston'ı anlatmam gerekirse beni ilk anda sanki daha önce defalarca orda bulunmuşum gibi hissettiren bir yerdi. Boston'da hoşuma gitmeyen şeyler oldukça az çünkü orayı gerçekten çok sevdim. Birçok üniversitenin bulunduğu Boston'da nereye gitseniz insanların ne kadar saygılı bilinçli olduğu hemen dikkatinizi çekiyor. Şehir oldukça düzenli ve temiz. Görülebilecek tarihi yerleri ve müzesi oldukça kaliteli. Okulda size her hafta güncellenen sosyal aktivite takvimi veriyor. Ve gerçekten Boston'da yapılacak şeyler hiç bitmiyor.

12 Haftanın nasıl geçtiğini bir türlü hala bile anlayamıyorum. Kendimi bu kadar nasıl geliştirdiğime döndüğümde tüm arkadaşlarım ve ailem de hayret etti. İlk günler herkes ''İrem ışıl ışılsın nasıl bu kadar farklı dönebildin inanamıyoruz '' dediğinde biraz utanıyordum ama şimdi daha iyi anlıyorum. Boston ve Kaplanla geçirdiğim sihirli günlerin etkisi. Umarım önümüzdeki yaz bir kez daha gitmek için ailemi ikna edebilirim. Şimdiden ısrar çalışmalarına başladım bile(: